DOLAR 34,3833
EURO 36,5076
ALTIN 2880,206
BIST 9167,01
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Erzurum °C

Y Harfi

Y Harfi
02.12.2008
1.200
A+
A-

YABA: Metal veya ağaçtan yapılma büyük diyren.

YALAKLI: Yüzünde yemek artıkları bulunan. Yağcı, omo.

YALLOZ: Laubali davranışları olan.

YALUKLANMAK: Sahiplenmek.

YANBEGİ: Eğri, yamaç. Muzip (mec.)

YANGAZ:

YANGUR YUNGUR: Uluorta, gelişigüzel, düşünmeden konuşma.

YANUÇ: Bir şeyin bütünlüğü bozulmuş hali. Bir tarafı sakat veya yanmış olan.

YAPİ: Ev.

YARIM: Hububat ölçü birimi.

YARMAÇA: Balta ile büyükçe parçalanmış odun.

YAŞMAK: Yüz örtümü.

YEGİN: Hızlı, çabuk; aceleci.

YELLİ:Hızlı.

YELVA: Ağırbaşlı olmayan. Aceleci.

YENCİLEK: Yükte hafif. Ağırbaşlı olmayan.

YENCÜK: Ezik, yassı hale gelmiş.

YENGİ: Az önce, demin.

YETESİYELİK: Kâfi derecede, yeteri kadar.

YIĞINAK: İmece usulü ile yakacak odun getirme işi.

YILKI: Tek başına, yalnız, başı boş.

YOĞUMSUZ: Uğursuz.

YOLPAK: Çocuk kundağı.

YORGA: Atların rahvan yürüyüşü.

YOZ: Olmamış, kemâle ermemiş. Genç sığır.

YÖŞA: Topraktan çıkartılan bir maddenin suda eritilmesi ile yapılan; marangozların kullandıkları ve öküzlerin boynuzlarını boyamada kullanılan kırmızı renk boya, bu boyanın ana maddesi.

YÖŞÜMEK: Çok yorulmak, çalışma isteğini kaybetmek.

YUKLAMAK: Uyumak, uyuklamak.

YUYUNTİ: Bulaşık suyu.

YÜNGÜL: Yükte hafif. Ağır başlı olmayan (mec.)

YÜZÜN: Derin olmayan, sığ.