DOLAR 34,2357
EURO 37,587
ALTIN 2880,466
BIST 8950,64
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Erzurum °C

Dost Kara Günde Belli Olur

12.10.2010
915
A+
A-

0A65F8F542E1-9 

Atlı Köyü, 27.09.2010 Pazartesi günü hafızalardan uzun süre silinmeyecek…

bambaşka bir güne uyandı. Kimse o gün, köyün bir mahallesini yutacak bir yangın felaketinin yüreklerimize kor gibi düşeceğini tahmin edemezdi elbette. Ama gün öğle vaktine yaklaşırken olanlar oldu. Büyük bir ihtimalle, büyük bir ihmalden kaynaklanan bir kıvılcım son bahar güneşinin kuruttuğu otlara düştü. Otlar çöpleri, çöpler ambarı, ambar mereği, merek harmanı, harman evleri tutuşturdu derken gökyüzünü, kesif bir duman ile önüne kattığını yutan devasa bir ateş topu kapladı. Geç de olsa bu uğursuz haberi alanlar yangın yerine koştu. Ama yapacak, yapılabilecek bir şeye yoktu. Değil yangını söndürmek, yangın mahalline yaklaşmak bile mümkün değildi. Koca bir mahalle ve o mahallelinin bir ömür boyu alın terini su gibi akıtarak oluşturduğu variyeti; evi, ambarı, harmanı, mereği, çeyiz sandığı, tası-tabağı; eski, yeni elbiseleri velhasılıkelam neyi varsa herkesin gözü önünde yanıyordu. Yanıyordu, ama koşup oraya gelenler gözyaşı akıtarak seyretmekten başka hiçbir şey yapamıyordu. Ne ise ki komşu ilçelerden imdada yetişen itfaiyeler,  alevlerin köyü yutmasına müsaade etmediler.

Gün akşam vaktine vardığında, o uğursuz günden geriye kül yığınına dönmüş bir mahalle ve evsiz-barksız, yanık yürekli, gözü yaşlı, ele güne muhtaç insanlar kaldı. Bütün dünyalıkları, yangın sabahı evlerinden çıkmadan önce giyindikleri elbiseleri idi. Bırakın başlarını sokacak evlerinin olmamasını, ertesi günü değiştirecekleri çorapları bile yoktu. Yüreklerindeki yangını söndürmek için içecekleri bir yudum suyu koyacak bir bardağa bile muhtaçtılar. Çile ve meşakkatle geçen bir ömrün hele yaşanan şu son felaketin yorduğu, yorgun düşürdüğü başlarını yaslayacakları bir yastıkları bile kalmamıştı. Şimdilik komşuları yüreklerini, yürekleri ile birlikte kapılarını onlara açtılar. Sofralarına bir fazla kaşık, bir fazla tabak koydular. Lokmalarını, hatta günlük elbiselerini bile onlarla paylaştılar. Ama ne zamana kadar?..

İşte onların içinde bulunduğu ruh halini, çaresizliği, yokluğu, yoksulluğu tasavvur ederken ve yaşananları gözümüzün önünde canlandırırken bile içimiz ürpertiyor, tüylerimiz diken diken oluyor, gözlerimiz yaşarıyor. Ya onlar?..

Mağdurların evlerindeki yangın söndü, ama yüreklerindeki yangın devam ediyor. O yangını da uzaktaki, yakındaki bizlerin söndürmesi gerekiyor. Onlar şu anda bize, biz dostlarına muhtaç. Evet, yanlarında olduğumuzu hissettirmek, ya da bir telefonla veya bir mesajla onları teselli etmek dostluğun gereğidir. Yalnız onların ihtiyaçları sadece geçmiş olsun tesellisinde bulunmakla bitmiyor. Onların bundan öteye bizlerin maddi desteklerine acilen ihtiyaçları var. Dost, bu günde belli olur. İnanıyoruz ki benim hamiyetperver hemşerilerimiz, bu hadiseyi öyle bir sahiplenecekler ki yaralar manevi anlamda tez zamanda nasıl sarıldıysa herkes gücü nispetinde yardım elini uzatarak maddi anlamdaki yaralar da en kısa sürede sarılacaktır.

Başlatılacak yardım kampanyası ile ilgili olarak Ankara’daki Atlı Köyü dernek yönetimi03.10.2010 Pazar günü acil bir toplantı yaptı. Alınan karar gereği, dernek yönetiminin görevlendirdiği kişiler, Ankara’da ev ev dolaşarak nakdi yardımları bizatihi toplamaya başladı bile. Yine dernek görevlileri İstanbul ve Bursa’daki hemşerilerimizi de ziyaret ederek onlardan da yardım talebinde bulunacaklar. Yardım yapmak isteyen hemşerilerimiz ya da yardım sever vatandaşlar, yapacakları yardımları öncelikle dernek görevlilerine teslim etmeye çalışmalıdır.  

Köyde çetin kış şartlarının yaşanacağı o zor günlere fazla bir zaman kalmadı. Kış bastırmadan mağdurların başlarını sokacakları bir barınaklarının yapılması gerekiyor. Sadece kendileri değil, hayvanları bile aç ve açıktalar. Bu sebeple zamanla yarışmak mecburiyetindeyiz. Yardımlarımızın bir an önce hak sahiplerine ulaşabilmesi için de, yapılacak yardımların tekelden yani dernek aracılığı ile yapılması daha doğru olur kanaatindeyiz.

Nakdi yardımların yanında dileyenler giyim-kuşam, gıda ve eşya yardımı da yapabilirler. Hatta bürokrasiyi harekete geçirerek devlet desteği şeklinde de olabileceği gibi imkânı olanlar kara gün dostu yardım derneklerini haberdar edip onların gerekli yardımı ulaştırmalarını sağlayabilirler.

Öyle zannediyorum ki, bir an gözlerimizi kapatıp kendimizi onların yerine koyduğumuzda yani onların içinde bulunduğu çaresizliği, yokluğu, yoksulluğu bir anlık dahi olsa hayalimizde yaşadığımızda, olup bitenleri iliklerimizde hissettiğimizde, yüreğimiz ne yapmamız gerektiğini bizlere söyleyecektir.

Şimdilik yangın zedelere Atlı Köyü Yardımlaşma Derneği aracılığıyla nakdi yardım kampanyasını Ankara’dan başlatıyoruz. Daha sonra da dernek görevlileri, Bursa ve İstanbul’daki hemşerilerimizin kapısını çalarak yardım talebinde bulunacaklar. Erzurum’daki hemşerilerimiz ise yardım kampanyasını biraz daha erken başlattılar. Toplanan yardımlar, bir temsil heyeti tarafından yangın zedeler ziyaret edilerek kendilerine takdim edildi.

Bu hususta farklı görüş ve düşünceleri olanlar bu sayfa aracılığı ile düşüncelerini paylaşıma sunabilirler.

Bir kere daha yangın zedelere, onların yakınlarına ve Atlı Köylülere geçmiş olsun diyor bir an önce yardım elinizi uzatmanızı diliyoruz.

En kalbi muhabbetlerimizle.

Atlikoyu.net Site Yönetimi

yonetim@atlikoyu.net